Dinlenesi sarkilar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dinlenesi sarkilar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Cumartesi, Eylül 01, 2012

Ya sen gidip de...

Unutulmak insan için en kötü darbe olsa gerek.
O sevdiğin, o her şeyi paylaştığın, o kendinden daha çok düşündüğün insanı tamamen " kaybetmek "...
Çok ağır...

Çünkü ne olursa olsun insanoğlu bir umut taşır içinde. Garip bi şeydir o. Hayatında biri olabilir, onun hayatında da biri olabilir ama bi yerde bi şekilde hatırlanmak istenir.  Arada özlenmek...

Bazen öyle zamanlar gelir ki bu en dayanılmaz en uç noktasıdır özlemin, ne yapacağını bilemezsin...
Arasan olmaz, aramasa olmaz. Daha da korku kaplar insanı. Ve şarkı belirir fonda;


Yine aynı şey,
Yine aynı kâbus,
Çöküyor üzerime, başımdan gitmiyor...
Yine yalnızlık,
Yine sensizlik,
Büyüyor içimde aman vermiyor...
Seni böyle sevmek acı veriyor bana,
Bizi böyle görmek parçalıyor içimi... 
Ya sen gidip de uzaklara, bensizliğe alışırsan...
Ya sen sevgilim, ummadığın kadar beni çabuk unutursan.... 

Cumartesi, Ağustos 18, 2012

Gerçeklerle yüzleşiyor insan er yada geç...





Son zamanlarda dinlediğim en tatlı sözleri olan, en hoş müziğe sahip  şarkı.
Herkese kesinlikle tavsiye ediyor, bayramınızı kutluyorum. Şeker niyetine dinleyin bu şarkıyı (:

Korkularıyla yüzleşiyor insan er yada geç
Bir telaş sarıyor önce yüreği
Gerçeklerle yüzleşiyor insan er yada geç
Bak mesela benim gibi

Ne karanlık odalardan
Ne masallardaki cadılardan korktum
Sensizlikten korktuğum kadar
Ne çıkmaz sokaklar gördüm
Ne diyarlar gezdim durdum
Kaybolmadım sendeki kadar
İnan ki kaybolmadım sendeki kadar

Azar azar gözlerini kapat
Usul usul ellerini uzat
Ben tutarım yine ben duyarım seni
Ben bilirim aşkının kıymetini

Pazartesi, Aralık 05, 2011

Yalnızlığı Anla...

Kabuğunu koparmadan 
ne bir elmayı soyabildim 
ne de iyileştirebildim bir yaramı 
ama karşıma çıkınca 
kızmadım hiç elma kurduna 
bendim çünkü bıçağı saplayan 
onun yurduna 



.....


Çay bardağında 
Bırakılan dudak payı 
Kadar bile 
Uzak kalamam 
Gözlerine 

Yakın olsun isterim 
Ellerime ellerin 
Yanındaki beton binaya 
Yaslanması gibi 
Köhne bir evin 

............


Yol kenarındaki 
yağmur mazgallarını 
kumbara sanıp 
harçlığımı atardım 
bu yüzden en çok 
denizden alacaklıyım.


SUNAY AKIN






Salı, Ekim 18, 2011

Siyah İnci...

Daha önce paylaşmış mıydım bilemiyorum şimdi.İlk dinlediğimde Kütahya'dan Bursa'ya gidiyordum.Gece saat 4-5 sıralarıydı sanırım.Otobüste film izlemekten sıkıldığım müzikleri karıştırdığım anda fark ettim.Hande Yener'in en sevdiğim şarkılarından biridir armağan şarkısı...Baktım Fettah Can diye biri.Daha önce adını duymuştum ama amatör olarak düşündüğüm için dinlemedim.Zira her geçen gün yeni bir amatör çıkıyor fenalık geldi.Neyse şarkıyı dinledim bayıldım...Daha içten biri söyleyemezdi bunu.Şarkının söz yazarı ayrıca.Kendisi şarkının hakkını çok iyi veriyor...

Daha sonra tüm şarkılarını takip etmeye başladım.Bir çok sanatçıya verdiği şarkıları kendi sesinden dinlemek çok çok daha iyi.Yani sadece armağan şarkısını değil,Murat Boz'dan özledim,İzel'den ışıklı yol şarkılarını da güzel yorumluyor.

Hafta sonları genelde Bursa Cha Cha'da sahne alıyor.Ama İstanbul,İzmir,Ankara ve Eskişehir'de de zaman zaman canlı müzik yapıyor.

Tüm şarkılarını kesinlikle tavsiye ediyorum,dinleyin.

Paylaştığım şarkısı ise Siyah İnci...Dinleyin efenim:)

Perşembe, Haziran 09, 2011

Gecenin yarısı...

Bazen insanın hayatında öyle geceler olur ki ne zaman geçer,ne de o karanlık...
Kimse yoktur,ya da yok denecek kadar yalnız kalınmıştır.
Ağlarsın, duvarlara vuran hüznün teselli eder sadece.
Tüm eşyaları savurursun.Hiç birinin varlığı daha önemli değildir olmayanın acısından...
Ne yapacağını,ne yapman gerektiğini bilemezsin.
Artık geleceğe dair hiç plan yapmak istemezsin.
Birlirsin ki bu zamana kadar neyi planladıysan hepsi bir bir elinden kaydı,hepsi geri dönüp baktığında dalga geçti seninle...
Ondan vazgeçmek zorunda kaldığın gibi,hayallerinden de koparıldığınla kaldın.
İsyan ettin,yeter dedin,bitmeli artık bu dedin.
Ama bitmedi...
Ve bu kahrolası gece...
Ne uzundu değil mi?...


Artık daha az seviyorum seni,
Unutur gibi, ölür gibi daha az...
Yeniden ödetiyorum kendime,
Onca aşkın öğretemediğini...
Kolay değildi;
Yalnızca sevgilimi değil, evladımı da kaybettim ben
Kaç acı birden imtihan etti beni
Bir tek gece vardır insanın hayatında
Ömür boyu sürer nöbeti
Bu da öyleydi,
İyi ol, sağ ol, uzak ol
Ama bir daha görme beni.

Murathan Mungan - Gece Nöbeti

Bir de Fettah Can'ın bu güzel şarkısını dinleyin...



Perşembe, Nisan 08, 2010

Albeni,al beni!

Güzel bilgisayarım Hacer'im yine beni yarı yolda bıraktı...
Şarj aletinden çıkan 9876567896567. problemim fenalık getirdi.Köyümdeki sayılı bilgisayarcı ya da elektirikçide de alet,edavat olmadığı içün yaptıramıyorum.Hafta sonu Bursa'ya gidene kadar emanet bilgisayarlardan bakıp kaçıyorum.Tam zamanında mı desem yersiz mi desem bilemedim.
Şarjına yandığım Hacer'im sen de bana bunları yaparsan eller ne yapmasın bana?...
***

Uykusuz her gece kıvamındaki sınav zamanım dolmak üzere.Nasıl geçti günler anlayamadım.Köyümdeki son vizeler ve bir kaç ayım kaldı...Artık bitsin diyorum ama burda geride bıraktıklarım beni üzmüyor değil..."Belki başka bir zamanda,başka bir yerde;yine..."diye avutuyorum kendimi.Umarım öyle de olur...
Evet aslında en çok ondan uzaklaşmama üzülüyorum.Yalan değil...Beni buraya bağlayan tek sebep o çünkü.Onu görebilmek,onunla olabilmek...

Gitmişti,geldi yine...Hep tesadüfler hep şanslarla bir araya gelmiştik.Yine öyle oldu.Hiç beklemediğim anda tekrar karşıma çıktı,çıkmasaydı konuşuyor olmazdık şuan.Nedir düşüncesi,hayatımdaki yeri nedir bilemiyorum.Ama hoşuma gidiyor onunla olmak...Sebepsiz çıkışları,bitti artık dedikçe "bitmeyecek" der gibi hayatıma hep bir yerden girişi tuhaf...Ama güzel.Şimdi uzakta olsa da,içim rahat.Dargın değiliz...Aklımda olduğu gibi aklındayım biliyorum.

Bekliyorum.Özlüyorum...




Sen gideli sevgilim bahçemde güller açmıyor


Geceler bitmek bilmiyor,

Geceler buz gibi sabah olmuyor

Şimdi ben sensiz nasıl yaşarım söyle

Şimdi ben sensiz neyleyim söyle

Son bir kez görebilsem seni

Tutsam dokunsam ellerine

Yokluğun dayanılmaz oldu

Hasret kaldım gül yüzüne

Şimdi ben sensiz nasıl yaşarım söyle

Şimdi ben sensiz neylerim söyle

Söyle, ben sensiz nasıl yaşarım söyle

Al beni, götür gittiğin yere

İstersen vur yerden yerlere

Ne olur al beni, götür gittiğin yere

Yeter ki, yeter ki terketme

Ne olur al beni, götür gittiğin yere

İstersen vur yerden yerlere

Ne olur al beni götür gittiğin yere

Yeter ki, yeter ki terketme

Bekledim seni gecelerce

Yaralı ceylan misali

Ardından düştüm yollara

Mecnun'a koşan leyla misali

Şimdi ben sensiz nasıl yaşarım söyle

Şimdi ben sensiz neylerim söyle

Söyle, ben sensiz nasıl yaşarım söyle
 
***
 
Aslında asıl al beni dememdeki amaç bu değildi:) Konuyu fena dağıtıyorum bunu farkettim.
Asıl bunu söylemek istiyordum:) Bu ara bağımlısı oldum.Sizlerde yiiiyyiinn gari!

Pazar, Şubat 21, 2010

Sezenler olmuş.

Ulaşamazsın, bilemezsin nerede, nasıl olduğunu, seni düşünüp düşünmediğini, hatta belkide hatırlayıp hatırlamadığını. Ama hala canın aynı şekilde yanmaya devam eder. Yara kabuk tutmaz bir türlü, akacak kan damarda durmak istemez.

Seni yerlerde göklerde bulamazlarken,
Bende gizli olduğunu sezenler olmuş...

Bedeninin her parçası hala onun kokusunu taşır, aylar da geçse üzerinden hissedersin ağırlığını. Her parçanda adı, kokusu, tadı vardır. Sesi kulaklarından, tebessümü gözlerinin önünden gitmez.

Dumlu dumluymuşsun yüreğimde..
Kımıl kımılmışsın bileklerimde..
Domur domur ter, ışıl ışıl fer..
Ellerimde gözbebeğimde..

 Gitmek istersin, gidemezsin o istemez. Sevmek istersin, sevme der. Dokunmak istersin dokunamazsın.. Ama hep gidersin, seversin, dokunursun. Canın yandıkça, canı sağolsun dersin. Ayrılamazsın, kopamazsın.

Aramızda dağlar yollar yıllar var iken...
Beni sana sımsıkı sarılı görenler olmuş...
Sargın yaprakmışım dallarına
Yangın toprakmışım yağmurlarına...


Beynin bitti dedikçe, bitmez. Her aşık gibi umut beslersin, o güzel günü beklersin. Beklersin de gelmez. Beklemek de güzel gelir, sevebildiğin için bu kadar büyük mutlu olursun. 


Türkü olmuşsun... Umudummuşsun
Sevdama yarınlarıma...



-Ekşi sözlükten alıntıdır- 


Bu güzel türkü aslında Ümmüşen Gürsoy'un 1999'da çıkan "Nenni" albümünde Derya Köroğlu ile düet yaptığı parça.




Ama ben Zafer Güler'in yorumunu daha çok beğeniyorum.


İyi dinlemeler :)










Pazartesi, Ocak 25, 2010

Hayal edip öptüm seni...


İmkansızlığına inandırıyorsun kendini.
Yolun herhangi bir köşesinde yakalanıyorsun O'na.
Sımsıcak geliyor dokunuşu yüreğine...
Nerden geldiğini yada kiminle olduğunu umursamıyorsun.
Sev diyor içindeki ses o an,
Sıcaklığını al,solu nefesini.
Bakmak istiyorsun gözlerine aralıksız.


Mutluluğun bir parçası döndürüyor başını.
Hava mı soğuk?
Yakıyormu yoksa?
Düşüyor musun?
Ne gam!


Telaşsız,zamansız...


Ama burkulacak yüreğin farkındasın,
Beraber gidilmeyecek bu yol.
Herhangi bir yerden sapacaksın yalnız...


/Tutuldu bir kere hayat,lades!/


Yine de değerdi...
İmkansızlığına da,sıcaklığına da...




Belki  bir gün... Belki yine...


Yanyana....


Cuma, Ocak 08, 2010

Kalbin Ömürlük Bende Emanet..


Sen benim..İçimdeki...Büyük yangınların adı...
Ben senin..Gecendeki mavi yada günündeki sarı..
Sen benim, şehrimdeki bütün sokakların adı..
Ben senin, yüzündeki çizgi yada dünündeki  anı... 
Hadi kalk gel,bul bir bahane...
Birazcık heves,biraz cesaret...
İlk günkü gibi duruyor hala..
Kalbin ömürlük,bende emanet...





Bahanelerine umut bağlamış bu yürek...
Dile dökmese de seni,
Adını anmaya korksa da,
Seni bekler...


Ummadığı anda karşısında görünmen için...
Kendisini düşünmezdi  ya hani;
Hiç olmayacağı kadar tuttu bencilliği...
Ne gecelerini sabah,
Ne de sabahlarını gece edebildi...
Sensizliğe beş kala,
Yaktı bütün saatleri... 






Dökülecek kelimeler seni telaffuz etmeye yakın,
Geçiştirdi tüm hecelerini...


Yokluğun da adı sendi,sevmelerin de, şarkıların da...




Kahrolası şu gurur!
Hep yaktı bizi...




Cumartesi, Ocak 02, 2010

Ben yoruldum...Söyle,senin gücün var mı hala ?

Yorulduğumu hissediyorum..
Beklediğim kadar yoruldum...
Sevdiğim kadar...

Zıt kutuplar hiç çekmezdi aslında birbirlerini...
Yani çekerdi ama,
Gök gürültüsü olurdu mutlaka...
Ardından sağnak bir yağış...
Güzeldi ıslanmak o yağmurun altında.
İliklerine kadar ıslanmak...
Hiç sıcak olmasa olabilirdi,
Hatta hiç güneş doğmasa.
Kabulüm...

 Ama kuruyordu üstüm.Ağır gelmeye başladı kıyafetlerim.
Rüzgar da başlamıştı üstelik esmeye...
Yoruldum...

Şarkı da söylediği gibi...


"Bir rüzgara kapıldım gidiyorum,

Sonu hayır mı? Şer mi  ? Bilemiyorum...

Hem çok seviyorum dostlar başına!
Hem sıcak demir aşk olsun tutana...

Hem çok seviyorum düşman başına!
Hem sıcak demir aşk olsun tutana..

Ben yoruldum;
Söyle senin gücün var mı hala?
Kaç yenilgi var?
Söyle ömürde Allah aşkına!

Akışına bıraktım gidiyorum...
Sonu hayır mı ? Şer mi ? Bilemiyorum...

Hem eriyorum günden geceye!
Hem kapı duvar verilmiş sözlere...

Ben yoruldum;

Söyle senin gücün var mı hala?

Kaç yenilgi var?
Söyle; ömürde Allah aşkına...




Cuma, Kasım 06, 2009

Oysa ben seni seni seni hala...


Bazen hayat, allak bullak ediyor herşeyi bir anda..
Düzene girdi-giricek derken yine kayıyor avuçlarından..
Merdivenlerden çıkarken tek tek adımlamayız bazen,bir an önce çıkmaz isteriz ya hani;adımlarımız karışıverir..
Tam düşecek gibi olurken tutunmaya çalışırız..
Panik yaptığımız an daha da karıştırır,düşeriz..
Şuan tam bu durumdayım..
Merdivenlerden ilerlerken başladığım yere geri geldim..



Evimi özlüyorum.Ablalarımı,yeğenlerimi..
Annemi özlüyorum..Babamı..
Bir zamanlar hep beraber olan bir aileyi...
Aslında tam anlamıyla huzur olmayan bir evdi.Her an ufacık sebeplerden patlayabilecek bir bomba gibi, tartışmasız günümüz geçmedi.Kendimi bildim bileli böyle oldu bu.
Şimdi hayal meyal gözümün önüne gelen çocukluğum..
Yaşayamadı tam yaramazlığını..
Bir misafirliğe gittiğinde annesinin dizinin dibinde oturan,orada bulunan çocuklarla oyun oynamaya bile çekinen,içine kapanık,biraz tembihli biraz çekimser bir çocukluktu..
Uzaktan bakardı çevresinde olup bitene..
Kırıp dökmedi hiç bir eşyayı ve hiç oyuncaklarına zarar vermedi..
Zaten sayılı oyuncakları vardı.Olanları da kaybetmek istemezdi.

Annesi ve babasının tartışmalarını duyan,yatakta uyuyormuş numarasıyla gözünü kapatan ve hiç kalkmak istemeyen...
Tam kendi evine,odasına ısınırken ananesine taşınmak zorunda kalan..
Hiç haberi yoktu,ananesinde kaldığı zamanlarda dayısı sayesinde sevmeye başladığı Levent Yüksel'in "Med Cezir" albümünü, yıllar sonra dinlediğinde o günler aklına geleceğinden..
Babasıyla çay bahçesinde görüşmesine anlam veremiyordu..
Halbuki bir evleri vardı?..
..

Aslında severdi babasını.Annesine karşı yaptığı haksızlıkları bilse de severdi.
Babasıydı çünkü..
Ne yaparsa yapsın babası..
Her küçük kız,ilk önce babasını sever..
Babasının onu sevmesini,sevgisini belli etmesini ister..
Hatta şakalaşmasını,yanaklarını acıtana kadar sıkmasını,öpüp koklamasını..
Bu çocuk,bu küçük kız yıllarca bunu bekledi..
Babasının bir gün bu kızı öpüp koklamasını,yanağını sıkmasını ya da herhangi sevgi belirtisini işte..
Olmadı..
Her baba böyle olacak değil ya? Herkes sevgisini belli edicek değil ya? diye avuttu durdu kendini..
Bunları düşünerek uzaklaştı ondan..
Ondan hiç bi zaman nefret etmedi..
Yaşananların her anını kazıdı beynine.
Yine de nefret etmedi..
Kırgındı..
Hep çocukları için çalışırken; çocuklarının neler düşündüğünü,neler hissettiğini unutan bir babası oldu..
İhtiyaçlarının sadece para olduğunu düşünen,sevgiye aç bırakan baba..



...
Yıllar geçti..Hiç birşey değişmedi..
Baba aynı baba kaldı,kız hala küçük..
Sadece artan yaşlardı..
Duygular,hissedilenler aynı..
Aradaki mesafelerde..

Yine yollar ayrılığa bakıyor..
Bu sefer hem 1 sene önce vefat eden ananesinin evinde dayısı ve annesiyle beraber , hem de  daha fazla eşya ve daha az sessizlikte kalışlar arasında gidip gelicek.

Kime sığınacak bu zamanlarda bilinmez..Yaşayıp öğrenilecek elbet..



Babasını sevmek istedi bu küçük kız...Ve babasının da onu sevmesini..


İlk sevdiğim erkeğin babam olmasını istedim..
Ama asla babam gibi bir erkeği sevmek istemedim!



Perşembe, Ekim 15, 2009

Seninki Düpedüz Vurgun Sayılır!..

Benim dilime bir şarkı takılmaya görsün..Dinleye dinleye hal oluyorum..Nerden buluyorum bilmem..

Bu sefer Muazzez Abacı'dan Vurgun şarkısı takıldı..Ne güzel şarkıdır bu..







Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Ben de bir zamanlar sevildim amma
Seninki düpedüz vurgun sayılır

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır

Yalan mı söyledin göz göre göre
Ne zaman dolacak verdiğin süre
Gönülden gördüğüm takvime göre
Aldığım her nefes birgün sayılır

Armağan ettiğin kutsal mendile
Akarken içimi dağlayan çile
Manavgat denilen çağlayan bile
Benim gözyaşımdan durgun sayılır

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır

Pazar, Eylül 27, 2009

Sen söyle hayat...

Bu saatte aklıma geldi bu şarkı..Hiç unutmuyorum, bir gün ablamda ütü yapıyordum..Açtım tv'yi,bu şarkının ilk çıktığı zamanlardı...Bir kaç defa dinlemiştim ama o gün nedense içime daha bir işlemişti..Kendimi yine tuttuğum zamanlardı..Ve patlamıştım bu şarkıyla..Uzun zamandır ağlamadığım kadar ağladım bu şarkıda..Hala içim acıyor dinledikçe...Bayadır da dinlemiyordum..Aslında başka bir şarkı paylaşıcaktım ama bu parçayı dinleyince vazgeçtim:)Video slaytını kendim yaptım..Siz de dinleyin bakalım..Ama bir sigara yakın ve kapatın gözlerinizi..Sözlere odaklanın...Eminim beğeniceksiniz..






Su gibi akıp gitti yıllarım
Aşkı ararken bitti bütün yollarım
Bom boş kaldı zamanla avuçlarım
Ben hep bekledim hiç giden olmadım.

Hazırım kendimden geçmeye aşk isterse
Kelebek ömrü kadar kısa sürse
Dönemem artık senin olduğun şehre
Kanıyor mazim içimde öylece.

Görmeden,duymadan mümkün mü yaşamak
Ellerim dokunmadan aşk yalan mı?
Gerçek mi? Sen söyle hayat...



Cuma, Eylül 25, 2009

Ah bu şarkıların gözü kör olsun!..

Bir süredir Türk Sanat Müziği dinliyorum..Hiç dinlemeyen insan değildim ama bu kadar da çok dinlemezdim..

Hatta 4 yıl önce falan oda arkadaşım ve ev arkadaşım olan Esra'm ile beraber,uzun zamandır eve gidememiş olmanın bir burukluğu ve özlemiyle Zeki Müren'in Annem şarkısıyla salya sümük birbirimize sarıla sarıla ağladığımızı biliyorum.

"Geceler çok soğuk,sessiz ve karanlık..Üşüdüm üstünü örtsene annemmmm..."diye diye...






Zeki Müren'den başladık madem..Öyle gidelim değil mi?..Hem hemşerim kendileri!Evet bundan da gurur duyuyorum :)


Zeki Müren - Gitme Sana Muhtacım ..







Bu klipte Zeki Müren'in dans ettiği kişi,Neşe Erberk hanım efendi..Hatun her yaşında güzelmiş yahu..:) Ayrıca Zeki Müren'in gözlükleri dikkat edilmeyecek boyutta da değil..Ve tabiki burda dans eden Ajda Pekkan-Halit Kıvanç fark ediliyor..Ajda hanımın bu halleriyle o halini lütfen kıyaslamayalım!:) Diğer bir dans çiftiyse deli gibi dolaşan tabiki Erol Evgin ve Sezen Aksu :)

Klibe odaklandım bende..Oysaki şarkı mükemmel...

"Beni,öldür öyle git! Yaşamak için,senin sevgine muhtacım..."


~~ Ne hüzünlüdür avunmaya çalışmak ya da rüyalarda bile buluşmayı göz almak..Evet..Tahmin ettiğiniz o güzel şarkı...





"Hiç kimseye söylenmeden,hasretimiz bilinmeden,gizli gizli görünmeden;rüyalarda buluşuruz..Bu şarkıyla kavuşuruz!"


Şimdi Zeki Müren'in ilk bestesini ekleyeceğim.Ben daha önce dinlememiştim.Sözlerin baş harfi ZEKİ'yi oluşturuyor..Bu sanatın ismi Akrostiş imiş.. Makamı: Acem-Kürdî......Şarkının ismi: " Zehretme Hayâtı Bana Cânânım" 









Zehretme hayati bana cananim
Elemlerle doldu benim her anım
Kederimle yanıp sönse de canım
İnan ki ben sana yine hayranım

**

*


"Gözlerinin içine...Başka hayal girmesin...Bana ait çizgiler..Dikkat et silinmesin...İstersen yum gözlerini,tıpkı düşünür gibi..Benden evvel başkası..Sakın seni görmesin..."







Beklenen şarkıdır..:)


***


Zeki Müren'in en sevdiğim şarkılarından birisini paylaşıcam sizinle..





"Her akşam güneşin battığı yerden,gözlerin doğuyor gecelerime.."


**


"Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş,kor kor alevler yanıyor içimde..Aşkın beni kül diyor!..Kor kor alevler..Yanıyor içimde..Aşkın beniii kül ediyor...Of.."






Sevilmeyecek şarkı mıdır bu?...


***

Bugün Zeki Müren'e ağırlık vermemdeki sebep ölüm yıldönümü..24 eylül yani..Aslında hep dinleriz O'nu ya..Tekrar iyice bir analım dedim..Bu şarkısı da olmasa olmaz!!...







**


Uzun zamandır dilime takılan bir şarkı daha..Bu sefer Emel Sayın'dan..






"Bir yerde ümit biter..Solar laleler güller..Aşk yalan inan buna! Perişan hep gönüller...

Ayrılmalıyız artık..Gitmeliyim bu yerden..Saadet diliyorum..Sana beyaz güllerden..

Taptım sana çok sevdim..Hep böyle kalacağım..Senin mutlu hayatına,uzaktan bakacağım..."

***


Bencil miyim? Evet!:) Yeşil yeşil şarkısını da çok severim ve kendimle özdeştirdiğimden buraya eklememezlik yapmıyorum:)






***


Eskişehir fasıl keyfimizde İsmailciğimle rakılarımızı tokuşturduğumuz şarkı....:)






Devam etmek çok isterdim ama şimdilik bu kadar olsun..:) Zeki Müren üstad ile başladık..Ve malumunuzdur başlık ismine ait olan şarkıyı paylaşarak veda edelim...


Çoktaaaannn unuturdum ben seni,çoktannn...Ah bu şarkıların gözü kör olsun!!!...






Cuma, Eylül 18, 2009

Geceler Kara Tren..Geceler..






Bırak beni en kuytu halimde..
Ya öleceğim ya da bakacağım başımın çaresine..
Gece nöbetlerim arttı git gide..
Kaçtıkça kovaladı beni hayalin,
Anılar bir bir taş oldu önümde..
Etme..
Çık yüreğimden..
Git benden..
Ben yapamıyorum, bari sen tut sensizliğin elinden ..
Al götür benden çok uzaklara..


Kimse anlamaz oldu beni..Ya da ben anlatamaz oldum kendimi..
Bir tek kelimelerim var birde düşlerim,
Heba edilmedik hiçbir şeyim kalmadı sevdiğim ya da vazgeçtiğim..
Hesabını soracaklar benden,halbuki hiç bir hesabım kalmadı bu sevdaya dair..
Çoktan ödedim borcumu!Hatta bir sevda borçlu bu hayat bana!..
İstemem!
Kalsın üstü..Seni alsın benden yeter..

Sadece seninle gülermiş yüzüm,bu gözler -ki hani senin çok sevdiğin! -sadece sen varken ışık olurmuş gecelere..Anladım..

Yüreğimden vazgeçtim,
Gözlerimdeki ışığı ver bana yeter..







Perşembe, Eylül 10, 2009

Yollar bize memleket...


Bir buçuk saatlik bir uykuylayım..Uykusuzluktan ziyade kendimi feci yorgun hissediyorum..Gözümde büyüyor gideceğim yok ve taşıyacağım eşyalar..Direk gitsem;çokta fifi derim ama Kütahya'ya gidip ordan geçicem köyüme..3 saat + 2 saat yol..Halbuki burdan direk gittiğinde kendi arabanla 3 saat sürüyor ama zeki otobüs firmalarının direk seferi yok..Hadi olmasını geçtim tavşanlıya giderken bile sıkıntı yaşıyorum.Lanet olsun içimdeki yolculuk sevgisine diyorum geçiyorum..Alıştım artık aslında 2004 yılından beri bir o yana bir bu yana git gel git gel..Şimdi eşşek kadar bir bavul,dağcı gibi kocaman bir sırt çantası ortaboy çekçekli bavul,yine orta boy bir bavul,kendi çantam birde laptop ile gidicem ama nasıl gidicem bilmiyorum.Özellikle babam terminale bırakırken nasıl sövücek bana merak ediyorum..Çünkü ağustosun 20sinde gittim eşyalarımı yerleştirdim sözde.Bunlar sadece kıyafetlerim ayakkabılarım günlük kullandığım şeyler sözde.Aslında bu kadar nasıl ettiler anlamıyorum.Kışlıklarımda orda yani..Aslında hep böyleyim ben bi vazgeçemedim huyumdan.Kıbrıs'tan gelirken de hiç unutmuyorum.İstanbul'da metroya binicem Esenler'e gidebilmek için havaalanından,metrodaki adam beni görünce şaşırdı."Sen bunları nasıl taşıyabiliyosun yaa?" diye de tepkisini gösterdi.Napayım..Tüm kadınların böyledir aslında 3-4 gün tatile gidilir ama kocaman bavul..Yarısı giyilir belki ama ya kıyafete birşey olur da giyilmezse diye tüm ihtimaller göz önünde bulundurulup bir çoğu alınır..Hastalık gibi birşeydir ama yapılır bu,dayanılmaz bişşiiii!

Uzun zamandır az uykuyla idare etmiyordum ve üstüne kalkıp duş almıyordum.Sanki beynime beynime düştü o damlalar.Yok anacım zaten duşun 15. dakikasında kendime geldim tamamen açtım gözümü.Ondan öncesi hayal meyal bişi..Zaten hep derim ben kalkıcam bir duş alıcam sonrasında bir de sigara yakıcam anca afyonum patlıyor benim.Kendime öyle geliyorum..Şimdi de öyle sayılır..Ama helal olsun bana kendimi fena tebrik ediyorum bir buçuk saat uyuyup telefon çalmadan uyanabildim.Kendimi şartladığımda kalkıyorum genelde de e panik var ya geç uyanırsam otobüse yetişemezsem!Sanki dünyanın sonu..

Saat 10 otobüsüyle gidiyorum artık Bursamdan!..Sıkıldım bu sefer buradan..Enteresan bir yaz geçirdim..Ve bir koşu köyüme gitmek istiyorum!Arkadaşlarımı özledim feci..Mesela Osman'ın sesini dinlemeyide özledim..Burda videolarını paylaşırım hınzırın sesi süper..Gittiğim gibi onu zaten çekicem yamacıma söyleticem şarkı hehe..İsmail'i özledim birde..Canım benim! Alıcam onu da karşıma anlatıcam içimdekileri beni en iyi anlayanlardandır..Bir rahatlıcamki anlatamam!Sonra Ramazan geçsin de,rakı keyfi yapıcaz karşılıklı söverek bu dünyaya huhhhh!:)Deniz'imle karşılıklı sigara içmeyi de özledim..Birbirimize yeri gelir söveriz ama öyle de anlaşırız ki!Canımdır yokluğunu çok çektiklerimden..Diğer kızlarla gırgır yapmayı özledim..Hocalarımla muhabbet etmeyi..Ahhh Ah...Çok şey var özlediğim..Ve bugün bitiyorr hasretttt....Ohh:)

Hoşçakal Bursam!Uzun bir süre,dayanabildiğim kadar dayanmak istiyorum sana ve seninle ilgili herşeye!

Başlığıma da isim veren şarkıyı paylaşmak istiyorum sizinle..Çok severim bu şarkıyı.Dinler dinler farklı yerlerde bulurum kendimi..Sizde dinleyin..

Video da acemi zamanlarımda yapılma :))









Neresi sıla bize? Neresi gurbet? Yollar bize memleket....

Not: Sanırım bir süre nete giremeyeceğim..Bu yüzden beni özleyin anacımmm bayyy (:

Perşembe, Ağustos 27, 2009

Ateşle Suyun Aşkı

Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında,
Sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,
Yüreğindeki duruluğa
Demiş ki suya:
Gel sevdalım ol,
Hayatıma anlam veren mucizem ol...

Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa
Al demiş;
Yüreğim sana armağan...
Sarılmış ateşle su birbirlerine
Sıkıca, kopmamacasına...

Zamanla su, buhar olmaya,
Ateş, kül olmaya başlamış.
Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...
Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de
Yüreğindeki kederi de
Alıp gitmiş uzak diyarlara su...

Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...
Aramış suyu diyarlar boyu,
Günler boyu, geceler boyu
Bir gün gelmiş, suya varmış yolu
Bakmış o duru gözlerine suyun,
Biraz kırgın, biraz hırçın.

Ve o an anlamış;
Aşkın bazen gitmek olduğunu.
Ama gitmenin yitirmek olmadığını....
Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. İşte o zamandan beridir ki:

Ateş sudan,
Su ateşden kaçar olmuş..

Ateşin yüreğini sadece su,
Suyun yüreğini
Sadece ateş alır olmuş...


Ne güzel yazmışsın be üstad! Ne güzel anlatmışsın ateş ve su ile özdeşleşen yürekleri..
Kaçmak çözüm müdür sevda da ? Severek,O'nsuz yaşayamayacağını bilerek kaçmak..Benim aklım almıyor üstad! Almıyor işte..Neden sevdiğin halde kaçarsın? Karşındakine zarar vermemek için mi? Peki karşındaki? Sensiz yaşamayı kabullenebilecek mi? Ne kadar ateş olsa da yüreği başka yerlerde yanacağına sevdiğinin bedeninde yanmasını yeğlemeyecek mi?Ki sen su isen,buhar olmak hiç bu kadar mutluluk vermeyecek mi? Yok olacağını bile bile sevmek kana kana ve kanadığı yerden bitmek daha kutsal değilmi?Hayatta mücadele etmenin anlamı nedir ki ?..
Vazgeçmelerin hiç bir kabulü yok üstad! Yok..
Değil mi ki bir yüreğin içinde kalabilmek O'nunla  göğüs gerebilmek hayata?Gözler aynı yere baksa,aynı damlalarda ıslanılsa,aynı ekmek paylaşılsa,güneşin doğuşunda uyanmak beraber ve batışına şahit olunsa,saçında çıkan beyazlıklıklar ve yüzün kırışıklığı O'nun yanında koymasa insana,hepsi güzel anlarımızdan bir parça diye mutlu olunsa aynaya bakıldığında?Çok mu zor üstad?
..
Sen bana bakma..Ben "Su" yüreğiyle çekip gidenin "Ateş" kadar kabullenemedim gidişini.Yediremedim yüreğime bu vazgeçişi..Ama o da ödeyemesin üstad! Ödeyemesin bu aşkın vebalini..Yine yanacağım biliyorum ama isteksizce,belki tadına da varamadan. Ama O da buhar oluşuna üzülecek.Damla damla yok olurken,zerresi hayıflanacak haline!..Biliyorum üstad..Biliyorum..Ama hala anlam veremiyorum gidişine..Yediremiyorum dedim sana az önce..Yediremeyeceğim yıllarda geçse..



Cumartesi, Ağustos 22, 2009

90'lı yıllardan seçmeceler "Çelik "

90'lı yıllardı kendimi bulmaya başladığım yıllar.Ayrı bir tadı vardır bende..Ayrı bir duygusu..Eskiden kasetler vardı tabi böyle mp3 olayları yoktu.Ya kaset alıcaktınız ya da radyo dinleyecektiniz.Beğendiğim sanatçıların kasetlerini alırdım o zamanlar,ya da bu boş kasetler vardı ya hani 60'lık ya da 90'lık,onlardan alır radyoda beğendiğim şarkıları çekerdim.Arada ses kayıtları da yapmıyor değildim :) Müzik benim hayatımın olmazsa olmazıdır.Müzik dönemine bakarsak 90'lı yıllar bana göre Türk pop müziğinin en tavan yılları.Hatta aylar önce Okan'ın programı disco kralındaydı sanırım orda işlenmişti.En enteresan şarkılarında çıktığı en güzel şarkılarında var olduğu yıllar 90'lar..Günümüz piyasasında eline mikrafonu alan şarkı söylüyor furyasına ne kadar da dönse o zamanlar albüm yapanların çoğu enstrüman çalan kişilerdi.Sadece müzik açısından değil tabi ama ben şimdilik müzik açısından ve belirli kişilerden gideceğim.

Ve bugünün talihlisi Çelik..

http://www.dinlefm.com/album/celik.jpg

Asıl adı : Çelik Erişçi.

1966 yılında İstanbul'da dünyaya geldi.

Aslında müzik dünyasına İzel - Çelik - Ercan olarak atıldı..91' yılında Özledim şarkısıyla ilk albümlerini çıkardı grup..



Komik ama bir o kadarda tatlılar değil mi?

Çok dayanamadı Çelik..Ayrıldı gruptan..Neden ayrıldı bilemicem şimdi..Ama iyi etti.Solo albümleri tabiki o yıllar için çok daha güzeldi.Yoksa dongi dongiden bahsetmiyorum.Aslaaaa...

1994 yılında "Ateşteyim" albümüyle tek tabanca takılmaya başladı..Ateşteyim şu;dum ka ka ka ka ateşteyim ateşte ateşte aklım gitti bir kıza işte hayır mı şer mi bilmem ama ateşteyim ben ateşte naralarını attığı ve zamanında dilimize dolanan şarkılardan biridir..

Bu albümdeki en güzel şarkısı aslında " Meyhaneci "şarkısıdır..Geçmiş aylarda telefon melodim olarak kullanmaktan zevk duyduğum hala hoba diyerek içip oynadığım şarkıdır..Hatta en sevdiğim kısmı; meyhaneci durma söyle bu gece aşkın asıl adı çile mi sence? Ne çilesi babam sanki işkence..İçiyoruz yine bu gece.İçiyorum her gece,her gece başka bir eğlence..İçiyorumm gönlümce hayat güzel sevince..Diye avaz avaz bağırttırma potansiyeli yüksek bir şarkı...



1995 yılında "Benimle Kal" isminde 2. albümünü çıkarmıştır..İşte bu albüm Çelik'in müzik dünyasında tavana fırladığı albüm olmuştur bence..En güzel ve en tadı damağımızda kalan şarkılar bu albümde yer alır..

"Afedersin".. Bu şarkı nasıl anlatılabilir ki? Sevdiğine yüreğini bırakasın gelir..:)
Her gün yeni birşeylerden vazgeçiyorum..Dün de canımdan vazgeçtim sonuna kadar..Değersin her bir saat yeniden ölsemde,kaldı ki ben kimim ölmüşüm kalmışım?..Afedersin halime itiraz etsemde can fazla gelir sen varken hücrelerimde,haykırırım isteyenin bir yüzü kara vermeyenin nur olsun böyledir bizde...;)





Yine bu albümde bulunan " Atam " şarkısı Atatürk sevgisinin ne kadar fazla olduğunu kısmen de beli ediyor..Bu yüzden de daha çok seviyorum bu adamı..




Hala dinlemekten bıkmadığım insanın içine işleyen bir diğer şarkısı.." Dilberim.."
Bu canı uğruna heba etmişim derken salya sümük ağlamamıza neden olur..




İşte bu şarkı sadece albümün değil Çelik'in de Çelik olmasına neden şarkıdır..Evet " Hercai" dediğinizi duyuyorum.Tam üstüne bastınız..Gel yarim ol derken çağırışı yüreğimizi cız eder..Ayrıca klibi de bir o kadar ilgi çekicidir..




Bu albümünün en fıkır fıkır ve insanı gümleseten şarkısıdır " Nazına Ölüyorum" ..Gel yanıma sarıl yenidenn ne çok özledim seni bennn..Tükenen ümitlerimi yeniden taşır yenidennn...Kısmı beni nazına öldürür..:)

Sevemem sevemem başkasına hiç göz süzemem,yalvarırım uzak durma ne olur;başkasını sevemem..Der " Sevemem " şarkında da..


Bu güzel albümünden sonra belki kesmeyecek olan ama yine de sağlam şarkılarının bulunduğu 96' yılında çıkardığı " Yaman Sevda " albümünün aynı isimli şarkısı, ah sevda ah sevda böyle yamann sevda..şarkısı da hızlı ritimli,tam Çelik şarkılarından dedirtecek cinsten...

En sevdiğim şarkılarından " Bu şehirde " şarkısını hangimiz söylemedik ki sevdiğimize?..Bu şehirde sana aşık sana tapan biri var..Oyy oy..

Diğer güzel şarkısı " En sevdiğim olurmusun " dur. En sevdiğim olursan eğer,canım inan herşeye değer en sevdiğim olursan eğer.Aşkım inan başka,değişmem seni başka aşka,bambaşkasın sen bambaşka;en sevdiğim olurmusun? Diye söylettirir ...

Peki söyleyin; kim her sabah bir karanfil koyar gider baş ucuna,kim okşar gözlerini sana her bakışında?Tabiki Çelik...Kim daha çok seviyor..Ben ben ben...:)

Bu albümünde de Atatürk'e olan sevdasından yer etmiş.Yüce Atatürk isimli şarkıyı dinlemelisiniz..

Bir sonraki albümü de " Sevdan Gözüm Bebeği" ile bir kaç parçayla gündeme gelmiştir.Albümle aynı adı taşıyan şarkı ile "Ayrılık deme bana " ne olur ne olur damarıma basma..Ya canımı al ya he de bu adama çünkü o artık sensiz yapamıyor..Şarkısı hit olmuştur.

Bu albümünden 1 sene sonra iki adet albüm çıkarmış.İlki " Sevgilerimle" albümü.Eski güzel şarkılarının derlendiği..Sanırım Çelik yavaş yavaş pilinin bittiğine inandırıyor kendisini ve bu da 90'lı yılların sonuna doğru denk geliyor..

Neyseki aynı yıl çıkarttığı diğer albümü " Onu Düşünürken" durumu biraz toparlıyor...

Bu albümden akılda kalan parçaları, " Ah yar " " Benimle evlenir misin?" "Var mı be " ve " Veda etmem" isimli şarkılarıdır..

Ah yar isimli şarkısı benim favorimdir..Ayrıca bu şarkıya ait klibinde de Çelik uzun saçlarının aksine kısa saçla karşımıza çıkıyor..Bence yakışıyorda..







Yarın ölürsem gidin yare söyleyin
Gönlüm ona yazıldı ona tutuldu

Ah yar yaralıyım yaralı
Ah yar gönlüm kara sevdalı
Ah yar yaram senle sarılır
Seni bana beni sana yazmışlar

Gönlüm sana yazıldı sana tutuldu
Cezam hemen kesildi adı ömür oldu

İşte böyle..Çelik 90'lı yıllarda yakaladığı bu güzel popülerliğin değerini bildimi bilemedimi size bırakıyorum.2000li yıllarda da güzel şarkıları vardır elbet ama bu kadar kalitelileri bir daha çıkmadı..Ama 90'lı yıllardaki etkisi kesinlikle yadsınamaz..

Sevgiler...

Pazar, Ağustos 16, 2009

Kurtalan Ekspres

Kurtalan Ekspres





Barış Manço'nun 1973 yılında kurduğu ve vefatına kadar birlikte çalıştığı grubudur. grup ismini; Haydarpaşa - Kurtalan hattında çalışan Kurtalan Ekspresi'nden almıştır.

Kurtalan Ekspres 1973'ten bu yana çeşitli kişilerle çalışmıştır. Başlangıçta Murat Ses, Ahmet Güvenç, Celal Güven, Ömür Gidel ile başlayan grup 1978'den itibaren Bahadır Akkuzu'nun katılımıyla devam etti. Yıllarca Barış Manço'nun orkestralığını yürütmüş olan bu grup, Barış Manço'nun vefat etmesi üzerine Cem Karaca'yla çalışmaya başlamıştır.

Kurtalan Ekspres, sahnelerde olduğu kadar, Manço'nun sunduğu TV programlarında da yer aldı.

Barış Manço vefat etmeden önceki dönemde çıkan kaset yapma fikri Barış Manço'nun vefatı nedeniyle ertelendi. En sonunda 2003 yılında "3552" adıyla kasetlerini piyasaya sürdüler. Fakat Mor Elbisen dışındaki hiç bir şarkısı beklenen ilgiyi görmedi.

Grup elemanları

Ahmet Güvenç Grubun bas gitaristidir. Şimdiye kadar Yeraltı Üçlüsü, Barış Manço, Cem Karaca ve Erkin Koray başta olmak üzere sayısız müzisyenle çalıştı. Berklee Jazz Akademisi mezunudur.

Eser Taşkıran Barış Manço'nun eski öğrencisi ve grubun klavyecisidir. Kendisi kardeşi Meltem Taşkıran'la kurduğu Egoist grubunda yer almıştır.

Bahadır Akkuzu Grubun gitarist ve şu andaki vokalidir. Kurtalan Ekspres'e 1978'de yıllarda katılmıştır. 6 Ağustos 2009 yılında geçirdiği kalp krizi sonucu ne yazık ki yaşama gözlerini yummuştur.

Cihangir Akkuzu Grubun davulcusudur. Bahadır Akkuzu'nun kardeşidir.

Zaman içinde grupta bulunan elemanlar

* Davul: Ali Serdar (1971), Nur Moray (1971-1976), Hüdai Özgüder (1971-1972), Engin Yörükoğlu (1972-1974), Caner Bora (1974-1988) Hüseyin Cebeci (1988-1995),Cihangir Akkuzu

* Bas: Özkan Uğur (1971)(1972-1974)(1976), Mithat Danışan (1971-1972)(1974-1976), Ahmet Güvenç (1976-1988)(1991-

* Tumba: Celal Güven (1971-1988)

* Gitar: Fuat Güner (1971-1972)(1978), Ohannes Kemer (1971-1974)(1975)(1976-1977), Nezih Cihanoğlu (1972), Kirkor Kalender (1972), Mustafa Sarışın (1974), Nurhan Özcan (1974), Samim Boztaş (1975), Fehimen Uğurdemir (1976)(1980), Özkan Uğur (1978), Bahadır Akkuzu (1978-1985)(1986-2009)

* Flüt: Erdinç Avcı (1971-1972), Oktay Aldoğan (1974-1980), Serdar Ertürk (1980-1988)

* Klavye: Murat Ses (1972-1974), Yalçın Gürbüz (1975), Kılıç Danışman (1976-1977)(1978-1980), Ömür Gidel (1978-1985), Nejat Tekdal (1980-1982), Jean Jacques Falaise (1985-1986), Ufuk Yıldırım (1988-1996), Garo Mafyan (1988-1992), Elif Turhan (1991), Eser Taşkıran (1995-


http://www.pirpirim.net/files.php?file=kurtalan_mail.jpg




Musa Eroğlu & Gülay ... Mihriban..

Oyyy..oy..Az önce tesadüfen dinledim bi yerden..Bu türkü benim hep içimi acıtır..Neden bilmem..Musa babada güzel söylüyor hani..

İyidim ben ya..Niye sızladı ki şimdi kalbim...

"Her nesnenin bir bitimi var ama,aşka hudut çizilmiyor mihriban..."
Cidden..Aşka hudut çizilmiyor..Yok bir sınırı ve dizginleyicisi..