Cumartesi, Mayıs 08, 2010

İstanbul sen, Sen İstanbul’sun şimdi

Nasıl Borçluysan Beni Yaşamaya, Öyle Mecburum Seni Yaşamaya... 

 

Seni yaşamayı kendime borçluyum.
Gözlerinin yeşili ve kahvesi gibi
Karmaşığım bu gün.
Boğazda senden izler
"İstanbul sen,
Sen İstanbul’sun şimdi "


"Sen İstanbul
İstanbul senken
Üstelik boğazda düşlere yelken açmışken,
Bu sevdadan kaçmak imkansız.
Nasıl borçluysan beni yaşamaya,
Öyle mecburum seni yaşamaya…"

Funda Bilgili


 

Artık şaşırmıyorum.Ne zaman senden laf açılsa arkadaş sohbetlerinde,ne zaman aklıma düşsen seni özlesem,ulaşıyorsun bana.O ana kadar üzülen,canı sıkılan ben değilmişim sanki.Her şey siliniyor aklımdan elim titriyor sana cevap yazarken.Ve hep geç kalıyorum:) Umursamıyorum ki telefonu...Sesi dersten kalma kısık,odanın bir köşesine atılmış duruyor hep.Bu yüzden göremedim mesajını yine...Yine sen de ilk mesajda cevap alamayınca alınganlınlığını göstermişsin.Her zamanki gibi:) Aklım karışıktı oysa bugün.Nedeni çok saçma aslında hep kendi aptallığım...Neyse...Sayılı günler çabuk geçer diyorlar ya? Evet geçiyor...Ama nasıl?...Çok zor! Gerçekten zor...Baktığım her yerde sen varken,artık sadece iç geçirmelerle yürüyorum...Yaklaşık 10 gün kaldı gelmene...Aslında seni görmeyeli 1,5 ay oldu.Ama özlüyorum...Bu kadar sık arayıp sormandan da özlediğini anlıyorum:) Hani burda olsan her gün bi şekilde görüşebildiğimiz için anlayamıyorduk bunu.Atışır,söylenir,küser,barışır giderdik...Tabi hiç göz göze gelmeseydik...Dilin söylemese de gözlerinden kaçıramıyorsun gerçeği...Belki ben de inanırdım sevmediğine;beklemediğin bir anda başkası varken yanımda,karşılaştığımızda  gözlerinde gördüğüm o endişe anlamama yetti seni...


Gel hadi...


Gel ki şehrindeki son günlerimi seninle doya doya geçireyim...Bir daha nasıl bir araya geliriz ya da ne oluruz hepsi soru işareti şimdi...


Bekliyorum seni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder