Perşembe, Temmuz 09, 2009

Yüz yıllar tek bir lider doğurur..O da Türk Milletine nasip olmuştur! Atatürk..

O gerçekten de Churcill’in dediği gibi “Tanrı’nın yüz yılda bir gönderdiği dahi “ idi. Bu gün yaşadığımız olaylara rağmen o gün yapmış olduğu tespit ve önlemler sayesinde Cumhuriyet rejiminin sağlam bir şekilde ayakta durmasını sağlamıştır.

Sadece ölümünden yıllar sonra oluşabilecek şeyler için değil; yaşadığı dönemde de uzak görürlülüğü 
üstleri tarafından dikkate alındığında çok yararlı olmuştur.

Örneğin; Balkan Savaşı'ndan 1 yıl önce İtalyanlar Trablusgarp’a saldırdığında Ali Fuat’a dönemin Harbiye Nazırı Mehmet Şevket Paşa’yı ziyareti öncesinde iletilmek üzere söylediği sözler savaşın gidişatını değiştirmiştir.

Sünisilere yapılacak silah yardımı ile İtalyanların canını çok yakacağını, o yüzden Sünüsilerin desteklenmesi gerektiğini söylemişti. Gerçekten de gerilla savaşının nasıl yapılacağını bilmeyen İtalyanlar 1 yıl sonra Balkan Savaşı başladığında bile Sünüsilerle mücadele ediyordu.

Kazım Karabekir Paşa Yapı Kredi Yayınlarından çıkan hatıraları kitabında 
Misak-ı Milli sınırlarını kendinin belirlediğini, Türkiye hayalinin Atatürk’ün değil kendinin olduğunu yazmış. (Kitabı değil tanıtım amaçlı yazısını okuduğumu belirtmek isterim)

Karabekir Paşa’nın kurtuluş mücadelesi boyunca yararlılıkları göz ardı edilemez. Ama Atatürk’ün 
Misak-ı Milli haritasını 13 ekim 1907 tarihinde henüz 2 yıllık kolağası iken Ali Fuat’a gösterdiğini; Ali Fuat kendi hatıralarında kaleme almıştır.

Özellikle Balkan Harbi öncesi uyarıları dikkate alınsaydı, tarih çok farklı bir şekilde yazılabilirdi.

1) Arnavutluk’a mahalli bir muhtariyet vererek Arnavutluk-Yunan sınırının belirlemek.
2) İttahat Terakki’nin ordu üzerindeki elini çekmesini sağlamak.
3) Fiilen elimizden çıkan Girit adasını Yunanlılara verip buna karşılık Balkan İttifakına girmelerini önlemek
4) Sırpların Selanik üzerine yürümesi halinde Yunanlılarla ittifak yapmak.
5) 5.ve 6. kolorduları Bulgaristan’a karşı üstünlük sağlamak amacıyla kullanmak.

Balkan Savaşı'nda deneyimsiz olan Nazım Paşa’nın düşmanı kendi sınırlarımız içinde karşılamak yerine, taarruza geçmesi sonucunda yenilgiye uğradık. 2. Balkan Harbi ile elimizden çıkan yerlerden sadece Edirne’yi geri alabildik. Oysa Atatürk’ün önerileri dikkate alınsaydı durum çok farklı olurdu.

Sadece Balkanlar için değil, Arap Yarımadası için de durum aynı. Orada görev yaptığı süre içerisinde Atatürk’ün gözlemlediği bir şey vardı. Arapların millet değil ümmet olduğunu, merkezi sistemle artık bir bağlarının kalmadığını görmüştü. Görünürde bizim olan, ama aslında artık Osmanlı ile bir bağı kalmamış bu topraklar için savaşılmaması gerektiğini, buraya gönderilecek birliklerin Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde konuşlandırılması gerektiğini; İngiliz ve Fransızların Arap yarımadasını ne yapıp yapıp elimizden alacağını söylemiş ve bundan sonraki en büyük iç siyaset konusunun bu olacağını belirtmiştir.

Onun büyüklüğü zekasından ve muhakeme yeteneğini iyi kullanmasından geliyor. Kendi yaşadığı çağda kendinden daha deneyimli insanlardan ayrıldığı yönü bence bu.
O yüzden Atatürk; aramızdan ayrıldığından beri geçen 66 yıl boyunca attığı kusursuz adımlarla bizi hala yönetiyor.
12.03.2008


Şebnem Özberk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder