Cuma, Kasım 06, 2009

Oysa ben seni seni seni hala...


Bazen hayat, allak bullak ediyor herşeyi bir anda..
Düzene girdi-giricek derken yine kayıyor avuçlarından..
Merdivenlerden çıkarken tek tek adımlamayız bazen,bir an önce çıkmaz isteriz ya hani;adımlarımız karışıverir..
Tam düşecek gibi olurken tutunmaya çalışırız..
Panik yaptığımız an daha da karıştırır,düşeriz..
Şuan tam bu durumdayım..
Merdivenlerden ilerlerken başladığım yere geri geldim..



Evimi özlüyorum.Ablalarımı,yeğenlerimi..
Annemi özlüyorum..Babamı..
Bir zamanlar hep beraber olan bir aileyi...
Aslında tam anlamıyla huzur olmayan bir evdi.Her an ufacık sebeplerden patlayabilecek bir bomba gibi, tartışmasız günümüz geçmedi.Kendimi bildim bileli böyle oldu bu.
Şimdi hayal meyal gözümün önüne gelen çocukluğum..
Yaşayamadı tam yaramazlığını..
Bir misafirliğe gittiğinde annesinin dizinin dibinde oturan,orada bulunan çocuklarla oyun oynamaya bile çekinen,içine kapanık,biraz tembihli biraz çekimser bir çocukluktu..
Uzaktan bakardı çevresinde olup bitene..
Kırıp dökmedi hiç bir eşyayı ve hiç oyuncaklarına zarar vermedi..
Zaten sayılı oyuncakları vardı.Olanları da kaybetmek istemezdi.

Annesi ve babasının tartışmalarını duyan,yatakta uyuyormuş numarasıyla gözünü kapatan ve hiç kalkmak istemeyen...
Tam kendi evine,odasına ısınırken ananesine taşınmak zorunda kalan..
Hiç haberi yoktu,ananesinde kaldığı zamanlarda dayısı sayesinde sevmeye başladığı Levent Yüksel'in "Med Cezir" albümünü, yıllar sonra dinlediğinde o günler aklına geleceğinden..
Babasıyla çay bahçesinde görüşmesine anlam veremiyordu..
Halbuki bir evleri vardı?..
..

Aslında severdi babasını.Annesine karşı yaptığı haksızlıkları bilse de severdi.
Babasıydı çünkü..
Ne yaparsa yapsın babası..
Her küçük kız,ilk önce babasını sever..
Babasının onu sevmesini,sevgisini belli etmesini ister..
Hatta şakalaşmasını,yanaklarını acıtana kadar sıkmasını,öpüp koklamasını..
Bu çocuk,bu küçük kız yıllarca bunu bekledi..
Babasının bir gün bu kızı öpüp koklamasını,yanağını sıkmasını ya da herhangi sevgi belirtisini işte..
Olmadı..
Her baba böyle olacak değil ya? Herkes sevgisini belli edicek değil ya? diye avuttu durdu kendini..
Bunları düşünerek uzaklaştı ondan..
Ondan hiç bi zaman nefret etmedi..
Yaşananların her anını kazıdı beynine.
Yine de nefret etmedi..
Kırgındı..
Hep çocukları için çalışırken; çocuklarının neler düşündüğünü,neler hissettiğini unutan bir babası oldu..
İhtiyaçlarının sadece para olduğunu düşünen,sevgiye aç bırakan baba..



...
Yıllar geçti..Hiç birşey değişmedi..
Baba aynı baba kaldı,kız hala küçük..
Sadece artan yaşlardı..
Duygular,hissedilenler aynı..
Aradaki mesafelerde..

Yine yollar ayrılığa bakıyor..
Bu sefer hem 1 sene önce vefat eden ananesinin evinde dayısı ve annesiyle beraber , hem de  daha fazla eşya ve daha az sessizlikte kalışlar arasında gidip gelicek.

Kime sığınacak bu zamanlarda bilinmez..Yaşayıp öğrenilecek elbet..



Babasını sevmek istedi bu küçük kız...Ve babasının da onu sevmesini..


İlk sevdiğim erkeğin babam olmasını istedim..
Ama asla babam gibi bir erkeği sevmek istemedim!



1 yorum:

  1. Size tüm kalbimle ömür boyu huzur ve mutluluk dilerim.Yazdıklarınızın çoğunu ben de yaşadım o yüzden bilirim o duyguyu..Güzel bir hafta sonu dilerim.Sevgilerimle...

    YanıtlaSil