Pazar, Kasım 22, 2009

Her Gün Öldürüyor Gidişin..













"Keşke o yağmurlu günde seninle yağmura karışıp eriyip gidebilseydim!



Keşke seninle birlikte kayıplara karışıp yok olabilseydim!



Sevgilim!..




Doya doya elini tutamadan,tenine dokunamadan,göğsüne yaslanamadan kaybolup gittin.




Öyle üzgünüm ki..."





"Seni,nefes aldığım her an,sevmeye devam edeceğim...



Bundan hiç vazgeçmedim!.."











Birini deli gibi severken, onun bir başkasını tutkuyla sevdiğini bilmek kadar öldürücü bir duygu var mı acaba?








Ya da gerçek aşklar hiç ölmez mi?










Suçluyla masum, günahla sevap, doğruyla yanlış, geceyle gündüz iç içe geçti. Duvarlara tırmandıran kıskançlık, uykuları kaçıran hırslar.






Evdeki sesler aşkı fısıldıyor dolunaylı gecelerde. Tutkulu bir aşkla delilik arasındaki sınır gittikçe inceliyor.. Ürpertiyor..








'Bir ağaç gibi olacağım. Varlığımı bile hissetmeyeceksin. Öyle sert, sessiz duracağım yanı başında. Ama gölgem hep üzerinde olacak. Sen beni sevmesen de senin hayatını güzelleştirmek için yanı başında dikili duracağım. Hep ayakta olacağım, içimi kurtlar da kemirse, gıkım çıkmayacak. Beni kimse yenemez, kimse bükemez bileğimi. Bir tek bu aşk...'




Yaklaşık iki hafta kadar önce almıştım bu kitabı.Sınavlar bitince okumaya başlayabildim...Kitap aslında klasik bir hikaye üzerine kurulu.Zengin kız,fakir erkek ve kızı seven manyak bir adam.Anlatım akıcı ve sürükleyici olduğu için kitaptan sıkılmıyorsunuz.Sadece sonu oldu-bittiye getirilmiş...Bence bir kaç sayfalık daha ömrü olabilirdi.






Güzel ve zengin Ebru,yakışıklı ama fakir olan Metin'e aşıktır.Tabi Metin de Ebru'ya..Ebru'nun babası deli Ömer kızını (aslında iki kız kardeşlerdir yani iki kızını da sakınır ama diğer kardeşin aşkla meşkle ya da erkekle ilgisi olmadığı için sıkılmaz) gözünden sakınır.Başlarda çok fazla sıkı yönetimde olmayan kız,göze batan hareketler yapmaya başlayınca babası tarafından ona koruma atanır.Bu kişi psikopat Fatih'tir.Fatih Ebru'ya yanıktır...Zamanla içinde bastırdığı bu aşkı,kızı başka bir erkekle görmeye başlayınca kıskançlığını zarar verecek boyuta taşır.Aşk kendini tutkuya bırakır.Deli Ömer'e bir şekilde açılan bu koruma Fatih,ilk başta ağır bir tepkiyle karşılaşır ama Ebru'ya olan sevgisi herşeyin üstündedir ve yılmadan isteğini yerine getirmeyi kafasına koymuştur.Nihayetinde deli Ömer'i de ikna etmiş zorla kızı ile evlenme yoluna girmiştir.Ebru dayak yer ama Metin'e olan aşkından vazgeçmez.Direnir..Ama bunu Metin ile paylaşmaz..Bunlardan habersiz zavallı Metin'im de psikopat Fatih'ten tehditleri almakla yetinmeyip üstüne bir güzel de dayak yemiştir.Ebru Fatih'i kızdırdıkça,Fatih hırsını Metin'den çıkarır..En sonunda gözü dönen Fatih,tuttuğu adamlarla Metin'i öldüresiye döver ve tenhada bir yerde gömer...İşte buradan sonra Metin'in akibetini bu işi tezgahlayan Fatih ve çetesinden başka kimse bilemez.Metin'in kaybolduğunu duyan Ebru kahrolur,hastanelere düşer..Metin'in ailesi de perişandır..Aradan 5-6 yıl geçer..Ebru malesef Fatih ile evlenmek zorunda kalmış ve ondan bir çocuk dünyaya getirmiştir..Kıza evlendikleri gün zorla sahip olan Fatih bir daha avcunu yalamış,sadece kağıt üzerinde beraberlikleri kalmıştır..Yine de Ebru'dan vazgeçmez ama o kadar aşık olan bu denyo kızı bir anda aldatıverir..Ebru'nun umrunda değildir bu...Zaten onu hiç sevmiyordur ve sadece çocuğu için katlanır...Çocuk deli Ömer'i bile yola getirmiştir.Deli Ömer küçücük çocuk karşısında daha da küçülmüş,babalığını yapamamış ama dedeliğin keyfini çıkarmıştır..Gel zaman git zaman işler yavaş yavaş değişmeye başlamıştır..Ebru Metin'i unutamaz ve onun için birşeyler yapmaya çalışır...Fatih de dellenmiştir.Hemen hemen 6 yıldır onunla olmayan karısı yüzünden abazalığını deli Ömer'e kadar duyurmuş,psikopatlığını tescilletmiştir..Bir gün Ebru, ablası ve çocuğu ile beraber tatile giderler.Tatil yaptıkları yer de, Metin'in gömüldüğü yerdir.Ruhani bir huzura ermiştir orda Ebru...Bunu duyan ve deliren Fatih onun yanına giderken trafik kazası geçirir ve ölür.






İşte kitap burada biter..








Neydi ne oldu derken bi anda kitabın sonunda buldum kendimi.Aslında kötü sayılmazdı bana göre kitap ama şu son beni bitirdi..








Neyse..






Bazen birini sevmek insanı düşüncesizliğe,bencilliğe itebiliyor..






Benden başka kimseyle olmasın isteniyor..






Buna dair şarkılar bile çoktur: "Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar..." gibi..






Yahu neden sevmesin senin sevdiğin kadar?








Hem sevse nasıl bileceksin ki?






Bunun bir ölçüsü varmıdır?








"Benim ki 5 birim fazla çıktı aldım ulen onu" diyebilme şansımız varmıdır?








Sen seversin,çok seversin.Ama ben severim ve o da beni sever.




E ne oldu şimdi?




Hani bir söz vardır ya: " Elmayı seviyorsun diye,elmanın seni sevmesi şart mı? Değil.."






Ha istenir sevmesi o ayrı..






Ama sevmiyorsa sevmiyordur.








Ve kimseyi zorlamanında bir alemi yoktur,olmamalıdır..








O kişinin düşünceleri alınır mı?








O da seni sevmiyordur kardeşim..








Maçoluk işlemiş biraz bünyelere.








Ya benim olacaksın ya toprağın felsefesiyle gitmez bu aşk meseleleri.








Bu kimseyi de mutlu etmez.İnanın bana etmez..






Aşk konusunda mutluluk tek taraflı olunamaz.








Evladını seversin,anneni seversin,babanı seversin bunlar tek taraflı olunabilecek sevgiler.








Ama bir sevgilini ya da eşini yalnızca ben seveyim o beni sevmese de olur düşüncesini besleyerek gitmez bu.








Bir yerden sonra motor su yakar ve zarar verir.






Ne alabilirsin o zaman karşındakinden?




Düşünsenize karşınızda nemrut tipli,suratsız,habire ağzı kötü laf yapan biriyle berabersiniz.Nasıl sevginiz devam eder?






Bir de karşınızda sevginize sevgiyle karşılık veren,en basit işleri bile yaparken zevk aldığınız,yüzünde tebessüm olan biri..






İşte o zaman huzurlu ve mutlu olabilirsiniz anca..








Aşk zor bulunup kolay harcanabilir.






Bu devirde aşk yoktur da demeyin,önemli olan o kişiyi bulabilmek.






Emin olun bu devirde de, bu devirden sonra da aşk her daim olucak.








Çünkü insanlarda kalp denen bir şey var.






Ve bu nasıl bir insan olursa olsun illaki varlığını gösterebiliyor...








Sevdiğiniz varsa ve seviliyorsanız kıymetini bilin..Onun için herşeyi yapmayı göze alın..






Kendinizi geri çekmeyin.






Aşkınızın,sevginizin peşinde olun.








Hiçbir şey kaybetmezsiniz...






Eğer yoksa sevdiğiniz biri ya da sevilmiyorsanız üzülmeyin,karamsar olmayın...








Elbet vardır bir yerlerde sevebileceğiniz biri ve elbet sevileceksiniz..










Umarım herkes güzel yürekli ve yüreğinin değerini bilen insanlarla karşılaşır.Sever ve sevilir..









4 yorum:

  1. Evet önemli olan seni gerçekten sevecek, aşkına karşılık verecek biri olması. Hayatta herkesin bir sevdiği olduğuna inanıyorum. Her yada geç çıkıyor karşına.

    İyi bayramlar diliyorum. Sevgi ile öpüyorum.

    YanıtlaSil
  2. Evet Herkesin bir sevdiği vardır..

    YanıtlaSil
  3. aslında yazarın Konstantiniyye'nin Gülü diye bir kitabı var.
    onu okumalısın. oradaki aşk daha fazla dağıtıyor insanı.

    YanıtlaSil
  4. Şöyle bir bakınca dünkü yaptığım yorum çok sıradan kalmış. Konstantiniyye'nin Gülü'ndeki aşk öylesine umutsuz ki, insan yazarı bulup dövmek istiyor. 2. Beyazıt'ın sarayında geçen bir aşk hikayesi ama haremdeki kızla, enderundaki adamın aşkı. Çok bahsedip okumak isteyenlerin şevkini kırmayayım ama şöyle söyleyeyim, hep son anda bir engel çıkıyor. Hele finalinde insan resmen dağılıyor. Neyse, öyle işte.

    YanıtlaSil