Pazar, Ekim 18, 2009

Orhan Veli'den .. Müşfik Kenter'in Sesiyle..

İçkiye Benzer Birşey ...









İçkiye benzer birşey var bu havalarda

Kötü ediyor insanı, kötü...

Hele birde hasretlik oldu mu serde;

Sevdiğin başka yerde,

Sen başka yerde;

Dertli ediyor insanı, dertli.



İçkiye benzer birşey var bu havalarda

Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.


Birdenbire




Her şey birdenbire oldu.

Birdenbire vurdu gün ışığı yere;

Gökyüzü birdenbire oldu;

Mavi birdenbire.

Her şey birdenbire oldu;

Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;

Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.

Yemiş birdenbire oldu.



Birdenbire,

Birdenbire;

Her şey birdenbire oldu.

Kız birdenbire, oğlan birdenbire;

Yollar, kırlar, kediler, insanlar...

Aşk birdenbire oldu,

Sevinç birdenbire.



İstanbul'u Dinliyorum









İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Önce hafiften bir rüzgâr esiyor;

Yavaş yavaş sallanıyor

Yapraklar, ağaçlarda;

Uzaklarda, çok uzaklarda,

Sucuların hiç durmıyan çıngırakları

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Kuşlar geçiyor, derken;

Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.

Ağlar çekiliyor dalyanlarda;

Bir kadının suya değiyor ayakları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Serin serin Kapalı Çarşı;

Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa;

Güvercin dolu avlular.

Çekiç sesleri geliyor doklardan,

Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Başımda eski alemlerin sarhoşluğu

Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;

Dinmiş lodosların uğultusu içinde

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir yosma geçiyor kaldırımdan;

Küfürler, şarkılar, türküler, lâf atmalar.

Bir şey düşüyor elinden yere;

Bir gül olmalı;

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.



İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;

Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;

Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;

Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;

Beyaz bir ay doğuyor, fıstıkların arkasından

Kalbinin vuruşundan anlıyorum;

İstanbul'u dinliyorum.


Deniz Kızı







Denizden yeni mi çıkmıştı neydi;

Saçları, dudakları

Deniz koktu sabaha kadar;

Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.



Yoksuldu, biliyorum

- Ama boyuna da yoksulluk sözü edilmez ya-

Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,

Aşk türküleri söyledi.



Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir,

Denizle boğaz boğaza geçen hayatında!

Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,

Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek

Dikenli balıkları hatırlatmak için

Elleri ellerime değdi.



O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;

Gün ne güzel doğmuş meğer açık denizde!

Onun saçları öğretti bana dalgayı;

Çalkandım durdum rüyalar içinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder